04 Kasım, 2017

Die Fremde


göç, göçmenlik, mülteci, gurbetçi... bu tip hikayeleri seviyorum. insanların hayata tutunma çabaları beni etkiliyor. belki kendim de bu çabayı kısmen gösterdiğim için zaman zaman kendimden bir şeyler görebiliyorum. bu tip filmlerde bazen görüş ayrılıkları olabiliyor. bu görüşler genelde siyah ve beyaz şeklinde oluyor. griye yer bırakılmıyor. bu film de biraz öyle. ama ben ne siyah tarafındayım ne de beyaz, gri bir film.

kadına şiddet, aile baskısı, ailenin kadına sırt dönmesi bizim milli meselelerimizden. kültürümüze işlemiş ve bu da problemlerin çözümünü epey zorlaştırıyor. bu filmde de kocası tarafından şiddet uygulanan bir kadının hayata tutunma çabası anlatılıyor. zamanında evlenerek almanyadan türkiyeye gelmiş bir kadının koca şiddetinden sonra tekrar ailenin yanına almanyaya dönüşü ve orada başına gelenler hikayenin ana konusu. umay kısmen hem şanslı hem de şansız bir kadın... şanssız kadın çünkü ailesi kendisine sırt çeviriyor. bununla beraber şanslı kadın, ailesi almanyada yaşıyor. bir telefonla alman polisi gece eve gelip umay'ı oradan ailesine rağmen alıp gidebiliyorlar. ancak film genel olarak bu gerçeklikte değil. hikaye sonuna kadar gerçek. gurbetçi aile tipi güzel özetlenmiş ama karakterler tam olarak oturmamış gibi geldi bana. bir yandan kızlarını dışlamaları gerekirken bir yandan da evlat deyip bağıra basmak lazım. bu duygu nedense hiç geçmedi bana. settar tanrıöğen ve derya alabora olmasına rağmen geçmedi. oysa yorumları okudugumda genel olarak oyunculuklar beğenilmiş. oysa bana karakterler çok zayıf geldi bu yüzden de oyunculukların kötü oldugunu düşünüyorum. ailedeki kardeşlerin biribirleriyle iletişimi yan karakterler daha iyi olabilirmiş. hikayenin iyi, karakterlerin zayıf olmasından dolayı benim için vasat bir film oldu. ancak filmi kötü bulanlar da var. kötü bulanların sebebi türklerin bu kadar yobaz gösterilmesine kızıyorlar. sadece aile olarak değil, mesela kardeşlerin bara gittiklerin sahneden bile türkler yobaz. sadece restoranda çalışan türkler iyi ama onlar da entegre olmuş gibiler. pek türk sayıldıkları söylenemez. bununla beraber türklerin dışında kalanların yani almanların çok iyi olarak gösterilmesine de kızılmış. klasik türk asıllı yabancı yönetmenlerin fon bulmak için başvurdukların yöntem olarak söyleniyor. bu konuda da kısmen hak verebilirim. çünkü maalesef fon yüzünden yönetmenler zaman zaman kendilerini propaganda aracı olarak kullandırtıyorlar. film en iyi kadın oyuncu, en iyi film gibi ödüller de almış... 

bu tip hikayeleri sevmeme rağmen genel olarak vasat bir film oldu. vasat bulma sebebim de türkleri aşağılıyorlar, yobaz gösteriyorlar sebepli değil. tamamen vasat karakterlerden ötürü. daha iyi bir senaryo ile daha iyi karakterlerle çok iyi film olabilirmiş.

Hiç yorum yok: