14 Eylül, 2017

Gölgede ve Güneşte Futbol


çok merak ettiğim bir kitap olmasına rağmen sürekli okumayı erteliyordum. nihayet okuyabildim ama beklediğimi tam alamadım. daha sosyolojik bir şey bekliyordum ama yanılmışım. onun yerine ağırlıklı olarak atılan gollerin, yapılan asistlerin tasvirlerleri var. halit kıvanç'ın bir programı vardır ntvspor'da, orada halit kıvanç'ın anlattıklarının yazılı haline benziyor; yıldırım gibi şutlar, şimşek gibi futbolcular, rüzgar gibi koşular vs.

beni en çok etkileyen yer ise aşağıdaki alıntının olduğu kısımdı. en son brezilya'da da aynı konular gündem olmuştu. birçok gösteri yapılmıştı. katar'da da benzer şeyleri duyuyoruz; stat inşaatlarında ölen insanlar. ancak böylesine büyük pazarın önüne hiçbir ölüm geçemiyor. işin kötüsü bunları bilmemize rağmen kendimizi bu oyunu izlemekten alıkoyamıyoruz.

Mandela 2010 Dünya Kupası'nın kahramanıydı. Ülkesinde demokrasiyi tesis eden kişi, fazlasıyla hak ettiği şekilde onurlandırıldı. Onun kendini feda ederek ortaya koydukları, bir şekilde dünyanın her yerinde görülebiliyor. Buna karşın Güney Afrika'da en yoksul kesim halen zenciler; salgın hastalıklar ve polis tarafından en çok hırpalananlar da onlar. Gelenler üzerinde kötü bir etki bırakmamaları için 2010 Dünya Kupası öncesinde gizlenenler de zenci fahişeler, dilenciler ve sokak çocukları oldu.

Hiç yorum yok: