01 Ekim, 2018

Eighth Grade


iyi film. güzel film. çok iyi olmasa da idare eder türden iyi film. konusu sosyal medya kullanımın getirdiği saçma hayat. orta okul mezuniyetine bir hafta kala kayla'nın hayatını konu ederek sosyal medya kullanımını anlatmışlar. çok fazla sosyal mesaj vermediği için güzel film. eğer sosyal mesaj işini abartılı yapsalardı beğenmeyebilirdim. sosyal medya kullanmasam da kullanan insanlara neden kullanıyorsun demek ya da kullanmak mı, kullanmamak mı doğru gibi yargılamalara girmeyi doğru bulmuyorum. daha önce de burada da yazmıştım. ben kullanmıyorum çünkü internet bir zamanlar benim için kaçış alanıydı. şu an kaçamıyorum. çünkü eş, dost, akraba herkes internette. önceden facebook sınırları içerisindelerdi ama şimdi her yerdeler. instagram ele geçirildi. twitter'da da zaman zaman varlar. hep varlar. geçenlerde babamın gelip twitter açtım demesi neden sosyal medya olmayışımın bir sebebi aslında. bu yüzden kullanmıyorum. dışarsı kaçış için daha cazip geliyor ya da buralar. ne kadar sosyal medya sayılırsa artık.

kayla, yotube'a videolar çekiyor ama izlenmiyor. youtube'da öneriler yapıyor; okulla ilgili, hayatla ilgili ama orada olmak istediği kişiymiş gibi davranıyor. sosyal medyada gösterdiği ile sosyal hayattaki kendisi arasında dağlar kadar fark var. sosyal medyayı çok aktif kullanıyor. sabah uyanıyor, gidip makyaj yapıp tekrar yatıyor ve bakın ne güzel uyandım temalı, köpekli günaydın snap'i atıyor. böyle bir kız. tabii aile ilişkileri de kötü. daha doğrusu sosyal ilişkileri kötü. babasıyla konuşmuyor. küs oldugundan değil. iletişim kuramıyor. babası nasılsın dese, "baba yeaaa bi sus!" tepkisi veriyor. orta okuldan liseye geçiş ergen kızı. gel zaman git zaman kendi kendine, idrak kuvvetiyle farkına varıyor yaşadıgı hayatın yalanlığını. düzelme sürecine giriyor.

film, direkt sosyal mesaj vermese de, bu tip çocukları kendilerini fark ettirebilmek için güzel olabilir. birçok insan; sadece gençler, ergenler değil yetişkinler dahil, sosyal medyada kendisi gibi davranmıyor. amerika'da kayla youtube'da olmak istediği kişi gibi davranıyor. türkiye'de müslüman bireyi de cuma'nız mübarek olsun, haramdan uzak helale yakın olun diyor ama cuma cuma gıybetten de uzak duramıyor. toplumun her kesimi kendi meşrebine olmak istediği gibi mesajlar veriyor sosyal medyadan. ama sosyal hayatında pek öyle olamıyor. bu yüzden epey sıkıntılı ortam. toplum baskısını dibine kadar hissettiren memleketimiz, insanları buna mecbur kılıyor. gerçi sorun bizim memlekette alakalı da değil. filmde de görüldüğü üzere herkes kendi kültürü içerinde böyle problem yaşıyor.

Hiç yorum yok: