11 Ekim, 2018

Beginners


uzun zamandır izleme listemde olan bir filmdi. hatta listeye eklediğim zamanı da hatırlıyorum. genelde bir filmi izlemeden ya da izleme listesine atmadan önce film hakkında bir iki satır da olsa bir şey okurum. bu filmi de daha önce izlemek istediğimde konusu hakkında fikir edinmek için ekşi sözlük'e baktım. orada bir yazar filmle alakalı mutsuz anda izlenmemesini salık veriyordu. o an içinde buludugum durum iyi olmadıgı için, neden iyi olmadıgı hakkında hiçbir fikrim yok, filmi izlemedim. kısmet bugüneymiş. böyle şeylere çok takılan birisi değilim ama demek ki kafa dağıtmak için eğlenceli bir şeyler arıyordum. komedi türünden görünce merak ettim ve izlemek istedim. ama filmin dram tarafı daha ağır tabii.

önce annesini ardından babasını kaybeden bir adamın hikayesi... film başlangıç üzerine kurulu gibi.  kendi içinde edilen itiraflar. yeni arkadaşlıklar, yeni ortamlar... yeni bir hayata başlamak zor. her son bir başlangıç olsa da, son ağır oldugunda başlangıç kolay olmuyor. yenilere adapte olmak zorlaşıyor. filmde de bunu özellikle oliver'in hayatında görebiliyoruz. aslında babanın çevresine yaptıgı itirafı çok daha önce kendisine yaptıgından dolayı, eşi öldükten sonraki yeni hayatına ne kadar başlangıç diyebiliriz bilemiyorum. baba zaten alışık oldugu hayatı sadece göz önünde yaşamaya başlıyor. eşi onun durumunu biliyor. kaçak göçek ilişkiler yaşıyor. sadece oliver bilmiyor. belki babasının yeni hayatı da oliver için bir başlangıç olabilir. oliver ona da adapte olmaya çalısıyor. anna ile tanışması. daha sonra onunla olan ilişkisinde başarısızlık. akabinde onunla olan tekrar başlayan ilişkisi... oliver sürekli bir şeyler alışmaya çalışıyor. bir şeylere başlıyor. babasının köpeğiyle daha önce yaşamasında rağmen, onun kendi hayatına dahil etmesi, onunla birlikte yalnız kalması bile başlangıç

sakin, naif bir film. depresif tarafı da var. bazı insanlar bundan dolayı pek sevememiş, melankolik bulmuşlar. benim hoşuma gitti. seviyorum böyle sakin, kendi halinde filmleri.

Hiç yorum yok: