18 Ocak, 2018

Kutsal Görev


milliyetçi, muhafazakar bir ailede yetişince sizi çevreleyen kabuğu kırmak zahmetli oluyor. o kabukları fark etmek mesele, kırmaya çalışmak ayrı mesele... tabii kırınca keyifli gibi gözükse de bir zahmet daha ortaya çıkıyor. üniversiteye kapağı atınca bütün dertlerin biteceğini sanan lisesi kafası gibi... ya da gireceği bütünlenme sınavının öncesi hayatının en zor gününü yaşadığını sanan üniversiteli gibi... o kabuğı kırıp çıkıyorsunuz ama size o kabuğu inşa edenleri ki; bunlar en sevdiğiniz insanlar oluyor; aileniz, orada kalıyor. onların orada kalması hayatı yaşarken zaman zaman zahmete sebep olabiliyor.

annemle, babam geçtiğimiz gün umreye gittiler. annemin yıllardır istediği bir şeydi, babamın da son zamanlarda ekmeklilik sonrası değişen hayata bakışıyla alakalı olarak bir isteği olmuştu. tabii tüm bunlar bana uzak şeyler. burada din hakkında düşüncelerimi yazacak değilim. uzak şeyler diyerek düşüncemi belli ettim. umreye gidecekleri için haliyle ev bir hayli doldu taştı. daha önce gidenler, gitmek isteyip gidemeyenler, bunlarla beraber gelen; hikayeler, nasihatler, gönderilen selamlar... dinini yaşamaya çalışırken başka insanların hayatlarına müdahil olmayan insanları seviyorum. hem annem, hem de babam böyle insanlar oldukları için kendimi şanslı hissediyorum. umarım orada ne dua ederseler kabul olur, kendi dünyalarında ferahlık yaşarlar çünkü onlar için orası yeniden doğuş anlamı taşıyor. hacıdan, hocadan korkacaksın diyerek işin öbür tarafına girmek istemiyorum. tamamen kendi ailem üzerinden oluşan bir yazı bu. onlar için mutluyum. benim de günün birinde oralara gitmemi arzuluyorlar. bu arzunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği için onlar adına da üzgünüm. onları umreye gönderirken belli bir yerden toplandılar ve otobüslerle havaalanına gittiler. o toplanma yerindeki kalabalık insanı etkileyen cinstendi. o zaman biraz duygusala bağladım. inanmadan ettiğim dualar, el açmalar... orada kendimi bir bütünün parçası gibi hissettim. annemin, babamı otobüse binişi, otobüsün hareket anı, ağlayan insanlar... yerine getirilen kutsal görev. inancımdan bağımsız gerçekten en duygu yoğun anlarımdam bir tanesiydi. insan, hangi duyguyu yaşarsa yaşasın, duyguyu içten ve yoğun yaşadıgı zaman insan oldugunu bir kez daha hatırlatıyor. hiçbir zaman unutamayacağım güzel bir geceydi. hayırlısıyla dönmeleri dileğiyle.

Hiç yorum yok: