12 Ekim, 2019

Türkiye 1-0 Arnavutluk


maç önü, maç esnası, maçın kendisi, maç sonu... tamamen fiyasko bir gündü. şükrü saracoğlu stadyumu ulaşım imkanı açısından en güzel statlardan bir tanesi olabilir ama bu maç özelinde her şey rezaletti.

daha önce bir kez saracoglu stadyumunda maç izlemiştim. yine milli maçtı. o zaman hiçbir problem yaşamamıştım. ancak arnavutluk maçı gerçekten kötü tecrübe oldu. maçın kendisi de kötü olunca son dakika golünün yaşattıgı keyiften baska günden bir keyif alamadım. 

maçtan 45 dakika önce trenden inip stadyuma doğru yürümeye başladık. ulusal marşlara turnikede yakalandık ve maçın başlamasına 5 dakika kala tribüne girebildik. normalde maç önlerini, futbolcuların ısınma anlarını izlemeyi sevsem de o anlara yetisemedik. her maç böyle mi bilmiyorum ama stadyuma girmeden yapılan güvenlik kontrolleri rezaletti. çok az görevli vardı, haliyle inanılmaz bir yoğunluk oldu. arada ezilen çocuklar, eşlerini ve kızlarını kalabalıktan korumaya çalışan erkekler... tek kelimeyle rezalet. daha önce birçok kez maça gitsem de hiç bu kadar yogunluk oldugunu görmedim. yoğunluk olsa bile girişlerde bu kadar izdiham olmuyordu. organizasyonla alakalı bir problem yaşandı sanırım. saracoglu'ndan her maçın böyle oldugunu düşünmüyorum. 

tribüne girdikten sonra problem koltuk numaralarıydı. kale arkasından bilet aldıgımda koltuk numarasını problem etmiyorum. açı iyi olduktan sonra nerede olsa izleyebilirim. ancak özellikle milli maç için daha iyi bir tribün seçmiştik. ancak istediğimiz koltuklarda oturamadık. işin kötüsü oturacak koltuk bulamadık. nasıl bilet satışı olduysa, kapasiteden fazla insan vardı sanırım. üst tribünlerin merdiven boşlukları bile doluydu. dolduranlardan bazıları da bizdik. merdiven boşluklarından baska boş olan bulamadık. ya kaçak giriş oldu ya da kapasiteden fazla bilet satıldı. bu yogunluga baska bir açıklama bulamıyorum. oturdugum yerden görebildiğim kadarıyla stadın üst tribünlerinde bu problem vardı. alt katlar normal gözüküyordu. ancak üst katlarda anormal yogunluk vardı.

uzun zaman sonra istanbul'da maç olmaması insanlarda özleme sebep olmus. insanlar epey heyecanlıydı milli maç konusunda, iyi atmosfer vardı. tribünlerin yusuf yazıcı tezahüratı yapması dısından problem yoktu. teknik direktör işine karışmayı sevmiyorum. karışan yorumcuları da sevmiyorum. tribünlerde teknik direktöre bir oyuncunun isminin bağırılmasını da sevmiyorum. oyuncularla beraber olan, onları tanıyan, takımı maça hazırlayan kişi teknik direktör. haliyle takımın durumunu ve rakibi ondan daha iyi bilecek değiliz. bu yüzden yusuf yazıcı tezahüratı gereksizdi. ancak bizde çok sık olabiliyor bu işler. 

maç baştan sona sıkıcıydı. futbol olarak bir şey vermedi. merih demiral'ı, çağlar söyüncü'yü izlemek büyük keyifti. oynadıkları takımlara tesadüfen gitmediklerini oyuncuları izlerken fark edebiliyoruz. maçı çekilir kılan iki oyuncuydu. arnavutluk dirençli takım. teknik becerileri pek yoktu. becerikli oyunculara sahip olsalar özellikle son 10 dakikada işeri kendi lehlerine çevirebilirlerdi. birkaç etkili pozisyon ürettiler ancak kötü bitirdiler. güzel deplasman tribünleri vardı. epey tezahürat yaptılar ama neredeyse hiç sesleri duyulmadı. maçın basından sonuna kadar türkiye tarafı epey gürültülüydü.

günün en rezalet kısmı benim açımdan maç sonuydu. bilet alırken tren seferlerinin olacağını düşünmüştüm ama marmaray'da sadece zeytinburnu tarafına doğru sefer vardı. gebze yönüne hiç sefer yoktu. dönüş planını tren üzerinden yapmıstık. tren olmayınca gecenin bir yarısında araçsız kaldık. maçta oldugunu düşündüğümüz birkaç kişiyi aradık ve onların aracında boş yer bulabildik. böylece dönüşü sağlamıs olduk. fenerbahçe maçlarında da durum böylese epey sıkıntılı... en azından maç günleri, özellikle geç biten maçlarda ekstra seferler olabilir.

milli takım şu anda fransa ile aynı puana sahip. deplasmanda fransa maçından alınabilecek bir puan ve sonrasında izlanda galibiyeti mükemmel olur. iyi veya kötü önemli değil. avrupa şampiyonasında olmak büyük keyif... umarım euro 2020'de milli takımı görebiliriz.

Hiç yorum yok: