21 Aralık, 2018

Dogman


dogman, bir matteo garrano filmi. filmin başrolünde de marcello fonte var. cannes'de en iyi erkek oyuncu ödülü almış. sonuna kadar hak edilmiş bir ödül. muhteşem performans.

marcello, italya'da küçük bir kasabada köpek bakım işleriyle uğraşan bir insan. ufak bir dükkanı var, dükkanında köpeklere bakım yapıyor. eşinden ayrı. eşiyle beraber yaşayan bir de kızı var. kııyla olan ilişkisi çok güzel. imrenilecek bir ilişki. beraber tatile gitmeyi, dalış yapmayı seviyorlar. marcello'nun çevre dükkanlarındaki arkadaşlarıyla da ilişkisi iyi. saygınlıgı var ama görünüşünden kaynaklı zayıflıgı da var. saf değil lakin görünüşünden dolayı onu ezmeye çalışanlar da var. marcello, illegal işlere de giriyor. görünüş itibariyle zayıf bir insan, zayıflıgını da biçare kullandırıyor. uyuşturucu kullanıyor, temin ediyor, zoraki de olsa hırsızlığa yardım ediyor. uyuşturucu ve hırsızlık yanyana gelince bir insanı yeteri kadar kötü yapıyor ama marcello, arkadaşlarının soydugu evde; kendisi de buna yardımcı oluyor, çok ses çıkardıgından susması için buzluğa atılan köpeğe geri dönüp yardım ediyor, köpeğin hayatını kurtartıyor. hırsızlık da yapıyor, hayvanlara karşı merhamet de gösteriyor. çokça, özündeki iyi insana kendisini bürüyen zayıflık yeniliyor.

alt metinle ilgili yazılan, çizilenler var. film görünüşte sert, büyük bir köpeğin havlaması, hırlamasıyla başlıyor. böyle sert bir köpeğin tüm kontrolü marcello'da. onu yıkıyor, temizliyor ve sonunda köpek gayet uysal bir şekilde hareket ediyor. hayatta da marcello biraz böyle. insanları, özellikle simon'a köpeklere davrandıgı gibi davranıyor. sakin, şefkatli, dost canlısı... ama hayatta bu işe yaramıyor. sert, dişlerini gösteren, anlayışsız insanlara nazik davranmak nuri bilge ceylan'ın memleket için söylediği sözleri hatırlatıyor. "Bizim halk zayıflığı sevmiyor. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz." zayıf  marcello en sert köpekleri bile idare edebiliyor. ama insanın dünyasında zayıflık acziyet oluyor. marcello aslında hırsızlık yapmak istemiyordu, evine gidip köpeğini beslemesi gerektiğini söyledi ama hırsızlık yapmak zorunda kaldı. soygunu yapmak istemedi ama yapmak zorunda kaldı. marcello'nun zayıflıgı simon karşısında, yani hayatın karşısında eziliyor.

genel olarak begendiğim film oldu. marcello fonte'nin oyunculugu harikaydı. matteo garrano muhteşem çekmiş. senaryoda ve hikayde biraz eksiklikler olsa da izlemesi keyifli güzel bir film olmuş.

Hiç yorum yok: