17 Kasım, 2018

Müslüm


filmi vizyona girdiği günden beri izlemek istiyordum ama bir türlü fırsat olmuyordu. nihayet dün izleyebildim. salonda yaşlı diyebileceğim insan çok olması dikkatimi çekti. epey 60 yas üstü insan vardı. bununla beraber gençler de epey yoğundu. değişik kitlesi var filmin. her kesimden izleyici bulmuş. filme gitmeden önce spoiler yemeden birçok yorum okudum. bu yorumlardan da haliyle beklenti oluştu. beklediğim kadar iyi bir filmle karşılaşmadım. sanırım okudugum yorumlar beklentimi fazla yükseltti ama müslüm gürses'i çok seven, hayranlık duyan birkaç kişiden de filmin iyi olmadıgına dair yorumlar okudugum için beklentimin biraz düştüğünü düşünüyordum. aşırı merakla filmi izledim. niyahetinde tatmin olmadan sinemadan ayrıldım.

müslüm gürses ikonik bir adam. hayatının zor oldugunu biliyordum ama bu kadar sert, üzücü bir hayatı oldugunu tahmin etmiyordum. annesi, babası, kardeşleri... çok zor bir hayatın içerisinden çıkıp bu noktaya ulaşabilmiş. müslüm gürses son yıllarda farklılaşmıştı. seslendirdiği şarkılar farklılaştı, haliyle hayran kitlesi farklılaştı çok daha geniş kesime hitap etmeye başlamıştı. müslümcüler lümpen, avam hatta daha da altı görülürken bir anda müslüm gürses dinliyor olmak diye bir şey ortaya çıktı. arabesk müziğin yanından geçmeyen insanlar müslüm gürses dinlemeye başladı. şarkıları dizilere, filmlere jenerik oldu. müslüm gürses jiletçi denilen insanlardan alındı, başka bir yere koyuldu. filmde bunlar görülemiyor. kendilerine zarar veren hayran kitlesi nasıl oluşmuştu? neden diğer arabesk şarkılar söyleyen sanatçılarda değil de müslüm gürses dinlerken insanlar kendilerinden geçiyordu? müslüm gürses'i diğer sanatçılardan farkı neydi? okudugum, dinlediğim kadarıyla müslüm gürses konserleri yasaklanma noktasına bile gelmiş zamanında. hem bu noktaya nasıl gelindiğine ve o hayran kitlesinin nasıl oluştuguna dair hem de yaşanan dönüşüme; müslüm gürses'in farklı şarkıları yorumlaması ve zamanında kitlesine lümpen denirken bir anda oluşan müslümcülere dair bir şey anlatılmıyor. buralar pas geçilmiş. şarkılarla, türkülerle, konserle görüyoruz bu kısımları. neden oldugunu göremiyoruz. filmde dram dozajı inanılmaz yüksek. müslüm gürses'in karşılaştıgı acılar verilmiş. müslüm gürses müslüm baba olduktan sonra, belli bir konum edindikten sonraki kısımlar geçiştirilmiş gibi. filmin ilk yarısındaki aile içi yaşanan travmaları göstermek için film yapılmış sanki. arabesk kültürün oluşumuna, müslüm gürses'i müslüm gürses yapan müslümcülere dair pek bir şey göremiyoruz. hatta müslüm gürses ile ilgili, filmle alakalı yorumları okurken de en müslümcü olmak gibi yorumlar var. babayı biz çok önceden severdik, şimdi kıymete bindi tarzında yorumlar çok bulunuyor. müslüm gürses tabiri caizse alt insan olarak görülen insanlardan çıktı baska kesimin müslüm babası oldu. haliyle hor görülen kitlenin de sahip çıkışı var. aslında bu bile filme girebilirdi. çünkü çok bariz bir dinleyici kitlesinde değişim var. bir tarafta müslüm gürses'in eski sadık hayranları, bir yanda da yeni nesil şarkılarla onu seven kesim. ortak paydaları müslüm gürses.

muhterem nur ayrı paragraf konusu. muhterem nur'un hikayeye konu olması daha ayrıntılı olabilirdi. başlı başına film olabilecek hayatı var. ikisini bir noktada birleştiren sevgi elbette ama o sevginin altına dolduran bir şey daha olmalı. aralarındaki bağın sevgiden öte ya da sevgiyi oluşturan kimyanın başka bir şey oldugunu düşünüyorum. aralarındaki ilişki daha güzel aktarılabilirdi. zerrin tekindor da olmamış. oyuncu olarak filmde tek sırıtan isim olabilir.

farklı bir iş yapmaya çalışılmış. görüntüler güzel, oyunculuklar iyi, eldeki hikaye kuvvetli ama tam olarak beklentimi karşıladıgını söyleyemem. hikayede birçok ana konu eksik oldugundan idare eder türünden bir film olmuş.

Hiç yorum yok: