22 Nisan, 2019

Sinek Raketi


cumhuriyet tarihinin en kötü partisi olabilir ak parti. özellikle seçim zamanı söylemleri, medyayı kontrol ederek insanların düşünceleriyle oynamaları türkiye tarihinde onları çok ayrı yere koyuyor. birçok siyasetçi geldi geçti, sevabıyla günahıyla yönettiler bu ülkeyi... ama bu ülkeyi kuranlar dahi ülkenin sahibiymiş gibi yöneticilik yapmadı. ak parti'yi gören bu memleketin tapusunu onlarda sanır, öyle bir yönetim var. yerelde durumlar çok daha fena, belediyelerde her kurumun içine girerek esnaf gibi yönetim anlayışındalar. kadın kolları bir yerden, gençlik kolları bir yerden yerel belediyeleri avuçlarının içine komple almışlar. ibb'de bunları iyi kötü görmeye başladık. hiçbir vasfı olmayan insanları uçuk maaşlarla çalıştırıyorlar. üç kuruşluk işleri dünya paraya yaptırıyorlar. türkiye'nin en batık belediyesi benim yasadıgım ilin belediyesi. dünya kadar borç olmasına rağmen karsılıgında yapılan iş yok. daha sonra sayıştay raporlarından öğreniyoruz paraların nerelere gittiğini. 200 kişilik yemeğe 1000 kişilik ödeme yapılması, 100 kişilik tatil için 500 kişilik tatil parası ödenmesi gibi. bir belediye neden vatandaşı tatile gönderir onu da anlamıyorum tabii.

konuya döneyim.

kılıçdaroglu'nu seviyorum. liderlik vasfı yok gibi içi boş eleştirileri dikkate almıyorum. liderlik vasfı olmayan bir insanın chp genel baskanı seçilme ihtimali dahi yok. kendisini sevdiğim ve savundugum için baska baska platformlarda yazarken laf yemişliğim çok oldu. sevme sebebim iyi insan olmasıyla alakalı. tarihin en pişkin partisine karşı muhalefet yapmak zorunda kaldı. özellikle havuz medyasının kurulmasıyla beraber muhalefet yapmak zorlaşmasına rağmen elinden geldiğince onurlu bir şekilde bu ülkede söz sahibi olmaya çalıştı. her gün türlü türlü onlarca yalana karşı bir şeyleri değiştirmeye çabalıyor.

dünkü saldırıdan sonra malum cepheden gelen tepkilere bakınca kemal kılıçdaroglu'nun ne kadar zor bir iş yürüttüğünü bir kez daha anladım. alenen ülkenin muhalefet partisi liderini linç etmeye çalışan güruha milli savunma bakanı değerli arkadaşlar tepkinizi dile getirdiniz diyebiliyor. onun için salt bir tepki. devlet bahçeli'ye diyecek söz bulamıyorum. bir yere gidip gitmemeyi alınan oyla ölçeceksek, devlet bahçeli'nin adımın atmaması gereken yerler olmasına rağmen zamanında oralara gidip miting yaptı. insan yalandan da olsa geçmiş olsun der ama kılıçdaroğlu'nu suçlu gördü. ülkenin içişleri bakanı muhalefet partisinin şehit cenazelerine alınmaması talimatını verdiğini söylüyor. yine aynı insan seçin öncesi devleti kanalına çıkıp klasör klasör belgelerle chp'nin belediye meclis üyesi adaylarının terörist oldugunu ispatlamaya çalısıyordu. tankla, topla, tüfekle savaşan insanlara karşı basit  tabancamsı bir şey var kılıçdaroglu'nun elinde. kılıçdaroğlu böyle insanlara karşı elinden geldiğince bu ülkenin değerlerini koruyor. ama en büyük yanlışı halkı fazla ciddiye alması. yani şu halkı ciddiye almayı bırakmak gerekiyor. ne düsündüğü belli olmayan, motorları tamamen nefretle çalısan insanlara göre ülkeyi yönetmek bırakmak gerekiyor. bu tip insanlar istisnasız her ülkede fazlasıyla mevcut. ama bizim siyasetçiler sürekli onları düşünerek hareket ediyor. almanya'da da çomar çomardır. ama kimse çıkıp onu dikkate alarak ülke yönetmez. onlar sinek gibi vızıldar durur. sinek raketiyle bir tane vur tamam işi bitti. sinek öldürülen plastik nesnenin adı sinek raketiymiş. onu da şimdi öğrendim. şu basit plastik nesne bile bu halk için fazlayken koskoca ülke onlar için yönetiliyor. ayıptır bu ülkenin parasına, zamanına, geçmişine, geleceğine.

dünkü görüntüleri gördükçe üzülüyorum. nasıl bir ortam, nasıl bir halk, nasıl bir nefret. bu işin içinden nasıl çıkılacak hiç bilmiyorum. tek bildiğim hala onurlu insanların siyasette oldukları. onlara bel bağlamış durumdayın. umarım onlar yanıltmazlar.

Hiç yorum yok: