01 Mart, 2020

İşe Yarar Bir Şey


vizyona girdiği dönem filmi izlemek istemiştim ama o zaman fırsatım olmamıstı. daha sonra internete düşmesini bekledim ve bir türlü izleyemedim. dün izlemek için bir şeyler ararken yine karşıma çıktı. oturup izledim. filmin yönetmeni pelin esmer. senaryoda barış bıçakçı ve pelin esmer bulunuyor ve haliyle ortaya böylesine şiir gibi film çıkıyor.

şiir pek bana hitap eden bir edebiyat türü değil. birkaç şiir dışında genel olarak şiir ilgimi çekmiyor. kendimi şiir sevmek için zorladım; okudum, sevmeye çalıştım ama olmuyor. ancak bu şiir gibi filmi çok sevdim. leyla'nın hayatı çözmüş ruh hali, tren nostaljisi, pencereden dısarı bakınca kapılan düşünceler insana kendisini filme çok yakın hissettiriyor. leyla, pencereden dısarıya bakınca gördüğü insanların hakkındaki düşüncesi neyse ben de o an orada olsam onu hissederdim ve düşünürdüm. o düşünce, his adı konulamayan şey izleyeyice o kadar iyi yansıyor ki; sanki o trenin bir vagonunda seyahat ediyormus hissi uyandırıyor. 

aradan geçen yıllar sonra arkadaslarla bulusup yenilen yemekler... kendimi bu kadar uzak hissettiğim ortam olamaz. genellikle giderim ama bir o kadar da sıkılırım. gitmesem kendimi o kadar yasanmıslıga ayıp etmiş hissederim ama gidince aradan geçen yılların insanların nereye götürdüğünü görünce sıkılır, ortamda kendi halimde olurum. ortamda hadi leyla'dan bir şiir dinleyelim densizliğine benzer çıkış yapan bir yersiz arkadas mutlaka olur. kaçınılmaz. filmde, o masada leyla'nın hislerini çok iyi anladım.

şiir sevmeyen bünyeme şiir gibi film iyi geldi. çok sevdim. sakin, dingin filmleri seviyorum. bir de yol filmi olunca ayrı sevdim. 

Hiç yorum yok: