18 Mayıs, 2019

İki Haftalık Z


iki haftadan fazla olmus buraya yazmayalı... iki haftada kayda değer pek bir şey olmadı demek ki. standart hayat devam edince insanın aktaracak bir şeyi de olmuyor. aktaracak bir şey yoksa yasanılan hayat gerçekten yasanıyor mu ayrı soru işareti.

futbolla devam edeyim. gebzespor küme düştü. gerçekten bunu başardılar. son hafta erbaa deplasmanına gidildi ve beraberlikle dönüldü. gebzespor türkiye futbol liglerinin en kötüsü olan bölgesel amatör kümeye tekrar düştü. geçen seneye kadar yedi sezon oradan çıkmak için uğraşıldı. bu sefer kaç sene sürecek göreceğiz.

yarın galatasaray'ın maçı var. 19 mayıs günü iktidar destekli başakşehir ile maça çakmak keyifli olacak. başakşehir özelinde muhtelif futbol forumlarından ya da mecralarda epey yazdım; sıkıcı, soğuk, manasız bir takım. daha fazla yazmaya gerek yok. umarım yarın onları sami yen'de yenip şampiyon olacağız. sezonu iki kupayla kapatacağız.

birkaç hafta önce işten dolayı hiçbir okuyamadıgımı, izleyemediğimi yazmıştım. kendime katkı açısından yaptıgım yegane şey, işe gidip gelirken müzik dinlemek oluyor. o da toplamda 50 dakika sürüyor. günde 50 dakika müzik. başka bir şey yok. tabii buna dur demenin zamanı gelmişti. uzun zamandır okumak istediğim yenişehir'de bir öğle vakti'ne başladım. şu ana kadar harika gidiyor. daha önce sevgi soysal'ın tane rosa kitabını okumuştum. çok ince bir kitaptı. vesileyle sevgi soysal'ın hayat hikayesini öğrenmiştim. bu ülke herkese çektiriyor ama bazı insanlara daha fazla çektiriyor.

sosyal medyada sıklıkla adını duydugum chernobyl'e başladım. az önce de after life'ın ilk bölümünü izledim. çernobil'de yaşanan kaza daha önce  ilgimi çekmişti. bir şey izlemedim ama nedir ne değildir diyerek okuma yapmıştım. iyi kötü fikir sahibiydim. ancak yasananların boyutunu tam idrak edememiştim. dizide kurgu da olsa görsel olarak görmek insanı daha fazla olayın içine alıyor. mini dizi olması ayrı güzel. uzun soluklu dizileri takip edemiyorum. bir yerde kopuyor. izlemeyi bırakıyorum. mini diziler bu açıdan güzel.

after life'ı geçtiğimiz aylarda duymuştum. merak edip izleme listeme atmıştım. izlemek için bir şeyler ararken süresi çok cazip geldi. bu yüzden izlemeye başladım. zaten dram türünü seviyorum. dram, komedi birleşimi olunca daha da seviyorum. dizinin ilk bölümü idare eder kıvamındaydı. karısını kanserden kaybeden bir adamın hikayesi. konu çok sıradan gibi ama bir o kadar da hayatın içinden. belki de bu yüzden sıradan. umarım dizi ilerleyen bölümlerde açılır, daha güzelleşir.

bu kadar bitti yazacaklarım.

01 Mayıs, 2019

Gebzespor 2-1 Ergene Velimeşe


izlediğim en ilginç maçlardan bir tanesiydi. kümede kalma savaşı veren tepecik, silivri, gebze üçlüsünden bir takım muhtemelen küme düşecek. bu takımlar son haftaya girerken telafisi olmayan maçlar oynuyorlar. silivri, tepecik, gebze istedikleri galbiyeti aldılar. böylece kümede kalan takım son hafta belli olacak.

maçın pazar günü ve havanın güzel olması tribün doluluğunu etkileyeceğini; maç atmosferini güzelleştireceğini, velimeşe'nin playoff oynaması kesinleşince maça çok fazla asılmayacağını düşünüyordum. maç öncesi tüm düşüncelerim maç başlarken gerçekleşti. ortam, tribün güzeldi, gebzespor maça etkili başlamıştı. maçın henüz başında aynı pozisyon içinde 3 kere gole çok yaklaştılar ama topu kaleye sokamadılar. ilk 15-20 dakika gayet güzel maç oluyordu. gebzespor ağırlığını hissettiriyordu, velimeşe ligde bulundugu konum gereği rolantide oynuyordu; galibiyet ya da mağlubiyet almaları onlar için önemsizdi, önemli olan sakatlık yaşamadan maçı bitirmekti. bu yüzden rahat bir şekilde maçı götürüyorlardı. 20. dakika sonrası maç dengelendi. pozisyonu olmayan, tipik alt lig maçı gibi geçti.

ikinci yarıya gebzespor iyi başlayamadı. tepecik'in ve silivri'nin önde oldugu haberini alan tribün, gelmeyen golle birlikte iyice gerildi. tribünün gerilmesinden oyuncuların da etkilendiğini sahaya bakarak rahatlıkla görebiliyordum. yanlış atılan paslar, kontrol edilemeyen toplar, tercih hataları üst üste gelmeye başlamıştı. 65. dakika sonrası tribün iyiden iyiye ısınmaya başlamıştı. çünkü beklenen gol bir türlü gelmiyordu. takip edilen anlık puan durumu gebzespor'un küme düştüğünü ilan ediyordu. ortamın gerilmesi velimeşeli oyuncuları da etkiledi. gebzespor'un üstüne gelmiyorlardı, atakları ciddiyetsiz bitiriyorlardı. maçı bırakmışlar, işi formaliteye dökmüşler bir an önce maçın bitmesini ve statta ayrılmayı bekliyor havaları vardı. ancak gebzespor oynadıgı aciz oyunla bırakın gol atmayı, pozisyona bile giremiyordu. nitekim 80. dakika geldiğinde velimeşe kontradan 1-0 öne geçti ve film koptu. sahaya tribün liderlerinden birisi girmeye çalıştı. tribünler gebzespor aleyhine tezahüratlara başladılar. polisler tribün önüne takviye yaptı. velimeşe yedek kulübesi soyunma odasına giden tünelin girişine gönderildi. sahada 11 oyuncu ve yedek kulübüsinde sadece teknik direktörleri kaldı. son dakikalarda teknik direktör de tünelin girişine gönderildi. golden sonra maç 5 dakika kadar durdu. kontrol sağlandıktan sonra tekrar maç başladı ama gebzespor yine aciz görüntü içindeydi. velimeşeli futbolcular tamamen topu gebzespor'a bıraktı. oynamaya hiç niyetleri yoktu. kontraya çıkmıyorlar, gelişigüzel şutlar çekiyorlar, ikili mücadeleden mümkün oldugunca kaçıyorlardı. ve sonunda gebzespor, gebzespor'a rağmen maçın sonlarında 2 gol bularak 2-1 galip geldi. kümede kalmak için çok önemli galibiyet aldı.

öyle bir maçtı; gebzespor, rakibi velimeşe, tribünler her şey rezaletti. ne olursa olsun rakip takım lehine tezahüray yapılmasından hoşlanmıyorum. gebzespor tribünü defalarce velimeşe adına tezahüratlar yaptı. ikinci yarı başında tribünlerin gerildiği belliydi. o ortamda futbolcuların ayaklarının titremesi kadar normal bir şey yok. şu zamana kadar oynanan maçlarda en ufak protesto gösterilmedi, sezonun en kritik, kader maçında futbolcuların aklı allak bullak oldu. velimeşe golü sonrası, sahaya tribün lideri girmeye çalıştı. linç psikolojisiyle, olayların devamı gelebilirdi. bu sefer olaylar hiç istenmeyen noktalara gidebilirdi.

gebzespor son hafta erbaa deplasmanına gidiyor. velimeşe maçında oynadıkları futbolla oradan galibiyet almaları imkansız. eğer iç saha maçı olsaydı kayıp olarak görebilirdim ama maçın deplasmanda, deplasmanın sert olmaması futbolcuların üstündeki baskıyı hafifletecektir. imkansızlık içinde bile tutunacak bir şey var. umarım oradan istenen sonuç alınır ve gebzespor kümede kalınır. şu rezalet sezondan gerekli dersler çıkarılıp yeni sezona, öne bakılır.